Kategori: <span>tedavi</span>

KORKULAR VE AGAROFOBİ

Agorafobili panik bozukluk nedir?

Her insan korkar. Korku, bizi tehlikeli durumlara karşı uyaran anlamlı ve önemli bir reaksiyondur. Panik bozuklukta ise, kişinin özel hayatıyla iş hayatını fazlasıyla olumsuz etkileyebilecek, ciddiye alınması gereken bir hastalık söz konusudur.

Buna göre panik bozukluk yaşayan kişilerde, korku nöbeti geçirdiklerinde örneğin göğüs ağrıları, titreme, hava alamama, baş dönmesi, mide bulantısı, terleme veya sıcak basması görülür. Bu kişiler kendi kontrollerini kaybedecekleri, delirecekleri veya ölecekleri korkusu yaşarlar. Bedensel rahatsızlıklar yüzünden birçokları bir hekime veya bir acil servise giderler. Nöbetleri tetikleyen bedensel bir neden ise tespit edilememektedir.

Bir kişide bir aylık bir süre içinde birden fazla panik atak görülürse, bir panik bozukluktan söz edilebilir.

“Agorafobi” (eski yunanca) teriminin tercümesi „alan korkusu“dur. Mağdur kişi, evi terketmekten, kamuya açık yerlerde bulunmaktan, alışveriş merkezlerine veya dükkanlara girmekten, kalabalık içerisinde, sinemalarda veya dar ve kapalı odalarda bulunmaktan, ya da trenle, otobüsle veya uçakla seyahat etmekten korkar. Bu nedenle ya bu yerlere gitmekten kaçınır ya da oralarda bulunduğu sürece büyük korkular yaşar. Panik ataklar ve agorafobi çoğunlukla birlikte ortaya çıkar. Böyle bir durumda konulacak teşhis “Agorafobili panik bozukluk” tur.

 

PANİK BOZUKLUK VE AGORAFOBİ NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?

Panik bozukluk ve agorafobi en sık görülen ruhsal hastalıklardandır. Her 100 kişiden beşi bu bozukluklardan birini hayatında en az bir kere yaşar.

Almanya’da yaklaşık 1,5 milyon kişi agorafobi ve panik bozukluk yaşıyor. Bunlar arasında, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görülür. Sözkonusu hastalıklar çoğunlukla ilk olarak yetişkinlik döneminin ilk zamanlarında ortaya çıkar.

Daha fazla bilgi ve randevu için..

Cinsellik Terapisi

Cinsel işlev bozuklukları, bireyin cinsel etkinliği gerçekleştirmesini veya cinsel etkinlikten haz alınmasını engelleyen sorunlar olarak tarif edilebilir. Cinsel işlev bozuklukları genel olarak cinsel etkinlik döngüsünün aşamalarına bağlı olarak açıklanır. İnsanın cinsel etkinlik döngüsü şu aşamalardan oluşur:

1. İstek aşaması: Bu aşama içsel ya da dışsal her hangi bir uyaran sonucunda (imgeleme, dokunma.. vb) cinsel isteğin duyulduğu aşamadır.

2. Uyarılma (heyecan) aşaması: Bu aşamada cinsel organlarda kan akışının hızlanması, kalp atışlarının ve nefes almanın hızlanması gibi fiziksel değişiklikler gerçekleşir. Her iki cinsiyette de beden kendini cinsel birleşme aşamasına hazırlar.

3. Orgazm Aşaması: Bu aşamada cinsel haz en üst düzeye ulaşır, bedendeki kasılmalarla birlikte orgazm açığa çıkar. Erkeklerde boşalma olur, ancak nadir de olsa boşalma olmadan orgazma ulaşılması da mümkün olabilmektedir.

4. Çözülme Aşaması: Bu aşamada bedende genel bir gevşeme ve kendini iyi hissetme hali açığa çıkar. Kan dolaşımı, kalp atışı ve nefes alıp verişler normale döner. Erkeklerde bu aşamadan sonra bir süre sertleşme veya uyarılma görülmez. Bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.

Cinsel işlev bozuklukları, yukarıda aktarılan cinsel etkinlik döngüsünün istek, uyarılma veya orgazm aşamalarında ortaya çıkabilir. Cinsel işlev bozuklukları genel olarak 4 temel kategori altında sınıflanmaktadır:

 

1-Cinsel istek bozuklukları: Hem kadında hem de erkekte cinsel istek azalmıştır veya hiç yoktur. Azalmış (hipoaktif) Cinsel İstek Bozukluğu ve Cinsel Tiksinti Bozukluğu bu kategoride yer almaktadır.

Cinsel uyarılma bozuklukları: Cinsiyete bağlı olarak uyarılma, ıslanma, kabarma ya da ereksiyonun sağlanmasında veya devam ettirilmesinde zorluk çekildiği bozukluklardır Erkeklerde Erektil Bozukluk ve kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozukluğu bu kategori altında bulunmaktadır.

2-Orgazm bozuklukları: Kadında Orgazm Bozukluğu, Erkekte Orgazm Bozukluğu ve Erkeklerde görülen Erken Boşalma bu kategori altında yer almaktadır. Kadında veya erkekte cinsel etkinlik sırasındaki olağan bir cinsel uyarılma evresi olmasına rağmen, orgazm sürekli olarak gecikmekte, hiç gerçekleşmemekte veya erken boşalma olmaktadır.

3-Cinsel ağrı bozuklukları: Hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel ağrı bozuklukları görülebilir. Disparoni olarak adlandırılan Cinsel Ağrı Bozukluğunda, kadınlarda veya erkeklerde cinsel ilişki sırasında genital bölgelerde sürekli ve yineleyici bir ağrı olmaktadır. Vajinusmus ise sadece kadınları etkileyen bir Cinsel Ağrı Bozukluğudur. Vajinusmusda vajinal kaslarda cinsel birleşmeyi engelleyecek şekilde istemsiz kasılmalar ortaya çıkmaktadır.

Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde doğru tedavi yönteminin belirlenebilmesi için öncelikle cinsel işlev bozukluğunun nedenlerinin belirlenmesi gerekir. Cinsel İşlev Bozuklukları fizyolojik ya da psikolojik etkenlerden kaynaklanabilmektedir.

Cinsel işlevde bozulmayla ilişkili olabilecek fiziksel sorunlardan bazıları şunlardır:

• Kalp ve damar rahatsızlıkları
• Diyabet
• Hormonal dengesizlikler
• Endokrin bozuklukları
• Prostat büyümesi
• Kronik böbrek ya da karaciğer sorunları
• Nörolojik bozukluklar,
• Antidepresanlar ve antihistaminler gibi bazı ilaçlara bağlı yan etkiler
• Alkol, nikotin, uyuşturucu gibi maddelere bağlı etkiler

Cinsel işlevlerde bozulmaya yol açabilecek psikolojik etkenlerden bazıları ise şunlardır:

• Cinsel performansla ilgili endişe ve kaygı
• Cinsel etkinlikle ilgili suçluluk duyguları
• Stress
• Depresyon
• Kaygı bozukluğu
• Geçmişte cinsel travmaya maruz kalmış olma
• Beden imgesiyle sorunlar
• Özgüven sorunları
• Çiftler arası anlaşmazlık

Cinsel işlev bozuklukları, fiziksel, psikolojik, sosyal ve kültürel koşullardan etkilenmektedir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, bozukluğun kaynaklarının doğru belirlenmesi ve bozukluğun bireysel tablosuna uygun bir tedavi ve terapi yaklaşımının uygulanması önemlidir. Psikolojik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan Cinsel İşlev Bozuklukları, cinsel işlev bozukluğu tedavisinde uzmanlaşmış profesyonellerce yürütülen psikoterapi yoluyla tedavi edilebilmektedir. Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi’nde Cinsel İşlev Bozukluklarına yönelik olarak uzman kadromuzca psikoterapi hizmeti verilmektedir. Yaşadığınız sorunlarla ilgili uzman kadromuzdan destek almak için merkezimizi telefonla arayarak randevu alabilirsiniz.

Alzheimer Hasta Terapisi

Yakın hafıza kusuru olur. Hastalar yeni bilgileri hatırlamada güçlük çekerler. Örneğin, gündemdeki olaylar. Bunun tersine uzak hafıza göreceli olarak korunmuş gibidir.   Hasta hatırlayamıyor ama tanıyorsa frontal bir bulgu hem hatırlayamıyor hem de tanımıyorsa temporal bir bulgu olarak değerlendirilir.   Hastada belirgin kelime bulma güçlüğü olur. Boston naming testte nu durum belirgindir ve bazen hasta şekilleri de hiç tanıyamaz. Objelerin isimlerini tam doğru söyleyememesine rağmen objeyi tanıdıığ ve kelimenin yerine başka kelime kullanıldığı ve dolambaçlı yoldan gereksiz sözcüklerle anlatılmaya çalışıldığı görülür.

Dikkat ve exekütüif fonksiyonların bozukluğu:  Alzheimer’da exekütif fonksiyonların bozulması hafıza bozukluğundan daha sonra gelişir. Mental kontrol testte hatalar yaptığı görülür. Digit span testinde performansı düşüktür(rakam tekrarı) .Sözel akıcılık testlerinde y ada trail-making testte bozukluk olabilir.    Alzheimer’da 1 dakika içinde hayvan sayımı  , harf akıcılığı testinden daha kötüdür. Bu da semantik hafız kusurunun yansımasıdır. Hasta exekütüf fonksiyonlarının bozukluğunun farkında olmaz. Hafıza kusurlarını açıklamada savunucu davranır. Saat çiziminde ve WAİS’in küp-desen testinde planlama bozukluğu ve somut düşünce belirgindir. Alzheimer’da saat yüzüne numaraların yanlış yerleştirildiği , soyut düşüncenin bozulmasıyla beraber zamanı da yanlış gösterdikleri, saatin kadranına yazı yazdıkları da görülür.

 

ALZHEİMER HASTALIĞININ DEPRESYONDAN AYIRIMI:

Depresyonlu bir hastanın nöropsikolojik defisitleri Alzheimer’lı bir hastadan ve diğer demasiyel hastalıklardan daha az yaygın ve hafiftir. Demansı olmayan depresyonlu hastalar daha az hafıza bozukluğu sergilerler. Alzheimer hastalığında daha çok yeni bilgilerin depolanmasında bir bozukluk gösterirler. Depresyonlu hastalarda biraz önce kaydedilen materyal korunur. Alzheimer ‘lı hastalar sıklıkla anlık ve geciktirilmiş hafızada bozukluk gösterirler. Alzheimerli hastada hem geri getirme hem de tanıma bozulabilir. Sözel hafıza testleri demansı olmayan depresyon depresyon hastalarını saf demanstan ayırmada yardımcıdır. Ayrıca depresyonda isimlendirme,sözel akıcılık ve viziokonstrüktif  kabiliyet bozulmaz. Alzheimer’lı hasta nöropsikolojik bozukluk ve hafıza eksikliğini reddeder. Bunun tersine depresyonlu hastalarda normal testlerde nöropsikolojik disfonksiyon göstermese bile sıklıkla farklı kognitif şikayetler bildirirler. Depresyonlu hastalarda en körü performans dikkat testlerindedir. Depresyonlu hastalarda nöropsikolojik testlerdeki performans tutarsız ve değişkendir. İpucu vermek performans gösterme gayretini kolaylaştırabilir. Tersinen Slzheimer’lı hastalarda test sıklıkla aşırı efor sarfederler (ilerlemiş demans durumlarında hasta test ortamını terk edebilir)ve yanlış pozitif cevaplar verirler. Nöropsikolojik testlerde daha az değişkenlik gösterirler ve ipuçlarından daha az yararlanırlar.

Daha fazla bilgi ve randevu için…

Takıntı

TAKINTILAR (OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK)

Obsesyon:  İrade dışı gelen , bireyi tedirgin eden,egoya yabancı,bilinçli çaba ile kovulamayan ,yineleyen düşüncelerdir.

Kompulsiyon:Bu saplantılı düşünceleri kovmak için yapılan ,irade dışı yenileyen hareketlerdir.

 

Örneğin:Herhangi bir şeye dokunduğunda elinin kirlendiğini saplantılı bir şekilde düşünen kişinin el yıkama tutkusu gibi…Kişi bu düşüncelerin aklına gelmemesi için ya da hareketleri yapmamak için kendisini zorlar. Ama zorladıkça istenmeyen düşünceler gene gelir,istenmeyen hareketler tekrar tekrar yapılır.

Kuşkusuz bu takıntılar insanlık tarihi kadar eskidir. Hepimiz olumsuz bir olay konuştuğumuzda bizim de başımıza gelmesin diye kulak memesini tutup tahtaya bir iki kere vururuz. Bu bir çeşit bu belayı ,bu olayı bizden uzak tutmak için yapılan  bir önlem “kontrol” çabasıdır.

Peki bu saplantıları bir parçası hepimizde olabiliyorsa nereden sonra hastalık haline gelir?

  • Düzenlilik,temizlik,kusursuzluk artık o kadar had safhadadır ki evde oturan diğer aile üyeleri rahatsız olmaktadır.
  • Bu düzen , temizlik ve takıntılar kişinin çok zamanını almaktadır. U yüzden işe geç kalır, servisi kaçırır,banyodan kolay kolay çıkamaz, saatlerce namaz kılar…
  • Sosyal yaşantısı yok denecek kadar azalır. Misafir kabul edemez,başka eve gidemez, tuvalete gideceği endişesi sosyal ortamlarda sıvı almasını engeller, evden dışarı çıkması , evden dışarı çıkması işkencedir. Kendi de garip davranışlarının dışarıdan fark edileceğinden korktuğu için her türlü sosyal yaşantısını kısıtlamıştır.

 

OBESESYON TÜRLERİ

 

  • Kuşku obsesyonu: Sık sık elinizi mi yıkıyorsunuz? Banyo yapmak sizin için zul mü?
  • Metafizik obsesyonlar:Evren nedir?Tanrı var mıdır? Yok mudur?
  • Hastalık obsesyonları:Hastalık bulaşacağı korkusu, AİDS olucak, saçkıran olucak, kuş gribi olucak…
  • Sayma obsesyonları:Uğurlu sayı ,uğursuz sayınız var mı?
  • Kötü,çirkin,ayıp,saldırgan bir şey düşünmek ya da yapmakla ilgili saplantılar,Örn; Tanrıya küfür, çocuğumu camdan atar mıyım?Tekrarlayan tövbeler, dualar…

 

 SAPLANTILI KİŞİNİN HAREKETLERİ

 

Saplantılı kişinin işte bu düşüncelerini nötralize etmek,etkisizleştirmek için zorunlu bir takım hareketler yapar. Tekrar tekrar doğal gazı kontrol eder, tekrar tekrar elini yıkar, yıkanması, giyinmesi ,evden çıkması çok zaman alır, alışverişten aldıklarını uygunsuz bir şekilde yıkar,tanrıya küfür ettiği için saatlerce namaz kılar ya da abdest alır. Bu hareketler bazen törensel nitelik kazanır.

KAÇINMA DAVRANIŞLARI:

 

 Çoğu zaman bu hareketler o kadar çok zaman alır ki, artık ibadet etmekten,ev işleri yapmaktan ,yıkanmaktan ,işe gitmekten,arkadaşları ile buluşmaktan  vazgeçer. Çünkü  bu işler çok zamanını alıyor ve tuhaf hareketleri dışarıdan da artık fark ediliyordur.

 

TEDAVİ.

  • İLAÇ TEDAVİSİ: Saplantı hastalığının üstüne depresyon eklenmiş olabilir. ???
  • Bilişsel davranışçı terapiler: Senelerdir ilaç tedavisi altında olup takıntılarından kurtulamamış hastalar!!!. Son yıllarda giderek obsesif-kompulsif bozukluğun tedavisinde bilişsel davranışçı terapiler en etkili yöntemlerden biridir. Hastanın çatışmaları ,korkuları, yanlış İNANÇLARI  üzerine gitmek ile ,yoğun empati ve işbirliği yaparak , ev ödevleri temelinde başarılı tedaviler uygulanmaktadır.

Daha fazla bilgi ve randevu için..

 

Panik Atak

Panik atak, başta “Panik Bozukluk” olmak üzere, birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda (Tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşüklükleri, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık gibi…) görülebilen; beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı, bunaltı, korku karışımı bir nöbettir.

Bilisel davranışsal modelde ,düşüncelerin kaygıya neden olduğu fikrine dayanarak olumsuz ve çarpıtılmış düşüncelerden kaynaklanarak kişinin fiziksel semptomlar gösterdiği tezine dayanır. Bulunduğu ortamda örneğin bir adada , “ben burada kalp krizi geçirsem beni hastaneye ulaştıramazlar” düşüncesi geliştiren bir hastanın olumsuz düşünceyi takiben olumsuz fiziksel semptomlar göstermesi de olasıdır. Örn, hızlı nefes alıp verme,kalp atışlarının hızlanması,bulanık görme ve gerçekten kalp krizi geçiriyormuş endişesi yaşanır ve kişi kontrolünü kaybetme düşüncesi de pekişir.

Biz bilişsel modelde tek tek kişinin olumsuz düşüncelerini tespit ederek bu yanlış , realiteye uymayan ve kişiye hiç de faydası üzerine yeni olumlu düşünceler inşa etmesi üzerine çalışıyoruz. Kişi olumsuz düşüncenin hafiflemesi ile olumsuz duyguların, kaygının da hafiflediği ile yüzleşir.

Kişi panik atak yaşadığı yerlerde duruma” maruz bıraktırılır”.Kişi panik atak geçireceği endişesi ile kaçındığı yerlerde ve ortamlarda  kendilerinin tahammül edebileceğinden edemeyeceği bir listeye göre ortamlarda duruma maruz bıraktırılır. Örn, araç kullanma, asansöre binme,yalnız sokağa çıkma ,seyahat etme,trafiğe takılma pahasına yola çıkma, adaya gitme vb.

Bu model başarılıdır ve hasta ile terapsitin aktif bir sürecidir. Tekrar atak geçirme olasılığını büyük ölçüde azaltır ve hastalara kişisel sosyal becerilerinin geliştirilmesi bu duruma olumlu katkıda bulunur. Kaçınmayı engeller.

 

Panik Atak Türleri

1.Beklenmedik Ataklar:Nedensiz,birden ortaya çıkan nöbetler. Panik bozuklukta bu tür ataklar vardır.

2.Duruma bağlı olanlar:Korkulan bir kedi, köpek veya başka bir nesneyle yada bir durum karşısında ortaya çıkar.

3.Durumsal yatkınlık gösterilen panik ataklar: Genellikle destekleyici bir etken vardır, ama her zaman panik oluşmaz. Örneğin araba kullanırken panik atak oluşmaktadır. Bazen araba kullandıktan sonra atak geçirmektedir…

Panik Atağın 13 bedensel bilişsel belirtisi vardır.Bunlardan 4 tanesinin olması nöbet için yeterlidir çoğunlukla 7-10 arası belirti yaşanmaktadır. Nöbet hızlı başlangıçlıdır, 10 dakikada zirveye çıkar. Bazen yarım veya bir saat sürebilir.

Panik Atakta Görülen Belirtiler:

1. Çarpıntı, kalp atışlarını duyumsama, kalbin yerinden fırlayacakmış gibi olması, göğüste basınç bazen sol kola yayılan ağrı ve uyuşmalar… 2. Terleme(Sıcak -Soğuk boşalımlar, bazen üşüme bazen alevlerin basması hissi)
3. Titreme, sarsılma, itilme hissi
4. Boğulma ve nefes alamama hali (Boğazda düğümlenme veya bir yumru, tıkanma hissi)
5. Soluğun kesilmesi (Derin nefes alma ihtiyacı, havanın yetmemesi gibi hisler)
6. Göğüste daralma, sıkışma, ağrı duyumsama
7. Bulantı, karında ağrı, şişkinlik , gaz oluşması, geğirti.(Bazen mideden başlayıp boğaza doğru yayılan kalkışma rahatsızlık hali)
8. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma hali
9. Derealizasyon (Gerçek dışılık duyguları panik yaşandığında olaylar bir sis perdesinin gerisinde algılanır,cisimler, küçülür her şey bulanıklaşır, ya da depersonalizasyon (Benliğinden ayrılmış olma hali; sanki bedenle ruh birbirinden ayrılıyor ve kişide kendisini hissedememe, algılayamama, kendisine yabancılaşma durumu oluşur.)
10. Panik anında kontrolünü kaybedeceği yada çıldıracağı korkusu (Kendisine, çocuklara, çevreye zarar verme korkusu)
11. O esnada “yaşamım buraya kadarmış” duygususu, ölüm korkusu
12. Ellerde, kollarda, bacaklarda, başta ve birçok yerde uyuşmalar, yanmalar, karıncalanmalar, diken diken olma halleri
13. Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları

Daha fazla bilgi ve randevu için..

İlaçsız Terapi

İlaçsız tedavi terapidir, bireysel terapi ve grup terapisi olarak yapılır.

Bireysel terapi;

  • Çocuklarla ve Ergenlerle ilgili problemlerde (Hiperaktivite, Öğrenme Güçlüğü, Kekemelik, Eve Kapanma..vb.)
  • İlişki ve İletişim problemlerine (Evlilik, Terk Edilme, Yas) yönelik
  • Uyuşturucu Bağımlılığı ve İlaçsız Tedavi konusunda
  • Agorafobi ile ilgili
  • Yaşlılarda Psikiyatri, Bunama, Aileye destek, Depresyon ve Unutkanlıkla ilgili testler ve tedavi olarak
  • Takıntı, Panik ve Sosyal Fobi alanlarında “davranış ve düşünce” odaklı olarak
  • Vajinismus-BirleşememeCinsel Soğukluk, İktidarsızlık konularında cinsel terapi olarak

Bakırköy Psikiyatri merkezimizde yapılmaktadır.

Grup terapisi; 6-12 kişi arasında terapist ve koterapist eşliğinde yapılır. Süresi 45 dakika ile bir saat arasındadır, süreler grubun durumuna göre uzayabilir. Ücreti terapi ücretinin yarısıdır.
Grup terapi uygulamaları;

  • Evlilik problemleri
  • Korku, panik, takıntı, sosyal fobi
  • Depresyon
  • Bipolar Bozukluk
  • Posttravmatik stres bozukluğu
  • Kanser Hastaları için
  • Alkol ve madde bağımlılığı
  • Ergen
  • Özgüven Eksikliği
  • Kişisel gelişim ve farkındalık
  • Karma grup olarak merkezimizde gerçekleştirilmektedir.

Niçin Grup Terapisi?
İnsanlar çeşitli sosyal ortamlarda çalışır, yaşar, algılar ve rollerini oynarlar. Dolayısıyla grup içinde birçok duygusal problem de olur. Kişiler arası ilişkiler, hastalıklar da çok önemlidir. Grup terapisinin bireysel terapilere ek olarak farklı faydaları olur. Kısaca bunlar: bilgi paylaşımı, grup birliği, desteği, kişinin, yaşantılarının kabul görmesi, kişiler arası bilgi edinme, kendini daha iyi tanıma, kendi davranışından dolayı başkalarının nasıl etkilendiğini keşfetme, başkalarının kendisini nasıl etkilediğini öğrenme, kendi iç dünyasının nasıl engeller oluşturduğunu ortaya çıkarma. Umut aşılama, hastalığından kurtulmak için motive olma, fedakarlık, başkasından öğrenme, yol gösterme, anlama ve açığa çıkarmadır.
Grup Terapisinin Bireysel Terapiye Kıyasla Avantajları

  • Kendinizi yalnız hissediyorsanız, benzer sorunu olan kişilerle tanışmak rahatlatıcı olabilir.
  •  Başkalarını dinlerken kendinizle ilgili farkındalığınız artabilir.
  • Farklı bakış açılarını dinlemek sorunları ele almanın birden fazla yolu olduğunu anlamanızı kolaylaştırabilir.
  •  Başkalarına yardımcı olma hissi kendinize güveninizi artırabilir.
  •  Başkalarının sorunlarının üstesinden geldiğini görmek size ilham verebilir, umudunuzu artırabilir.
  •  Grup terapide farklı düşünceler dile getirilebilir. Bireysel terapide terapist yönlendirici olmadan, fikirlerini belirtmeden sizin fikirlerinizi açmaya çalışır. Oysa grup terapide benzer sorunları yaşayan kişilerin düşüncelerini duyma fırsatınız olur.
  • Farklı yaştan, cinsiyetten ve toplumsal gruplardan kişilerle iletişim kurmanıza yardımcı olur.
  • Bir aidiyet, kabullenilme ve onaylanma duygusu sağlar.
  • Ekonomik olarak daha uygundur, ücreti bireysel terapiden daha düşüktür.


Grup Kuralları
Grup psikoterapisine hazırlanan bireylerle bazı konuları içeren sözleşme yapmak gerekir. Bu sözleşme sözlü ya da yazılı olabilir. Sözleşmenin hiçbir yasal yaptırımı yoktur. Grup üyeleri grup kurallarını kendi aralarında tartışabilir. Grup psikoterapisinde bu özellik önemlidir. Çünkü üyeler bir şey tartışabildiklerini, bir ilişkinin bazı kısımlarını değiştirebildiklerini anlarlar. Bazı grup terapistleri tartışmaya izin verseler de belirli kurallarla ilgili değişime sınır koyabilmektedirler. Bu durumda gerekçenin açıklanması grup üyelerinde gereksiz direncin oluşmasını engeller.
Uzun Süreli Psikoterapi Grubunun Belirlediği Kurallar Nelerdir?
1) Grubun toplandığı gün ya da günlerin belirlenmesi. Oturum zamanlarının başlama ve sonlanma saatlerinin, oturumların sıklığının ve oturumların süresinin belirlenmesi
2) Grubun bir terapi grubu olduğu, üyelerin arkadaşlık kurmak için değil, yardım istedikleri için grupta olduklarının grup üyelerince anlaşılması ve kabul edilmesi
3) Gizlilik: Bireylerin grupta konuşulanları, grupta olmayan kişilerle konuşmama konusunda hemfikir olmaları birçok nedenden dolayı gerekli olduğu gibi gruptaki bireylerin kendilerini güvende hissediyor olmaları ayrıca önemlidir. Aksi takdirde, grup çalışmasından verim alınması için önemli koşullardan olan içtenlik ve samimiyet duygularının gelişimi sağlanamaz.
4) Ücret, sözleşmede açık olarak belirtilir. Gruba katılımı onaylanmadan önce grup üyeleri ücreti ve ödeme şeklini bilmelidirler.
5) Grup, sözel iletişime dayanmaktadır. Duygu ve düşüncelerin davranışsal dışavurumuna izin verilmez.
6) Grupta bireylerin duygularını açıkça ve özgürce ifade etmeleri önemlidir.

Siyanür ile gelen Ölümler

Türkiye’de toplu intihar olmaz. Cinnet geçirme olabilir. Toplu ölümlerde ; önce intihar etmek istiyenin ruhsal durumu …

Spotlight: Family suicides in Turkey highlight social unease, financial woes

ANKARA, Nov. 16 (Xinhua) — A string of collective family suicides in Turkey have made headlines recently, shedding …