Yazar: <span>bahdem</span>
YAŞLIDA UNUTKANLIK
Yaşlı insanların sık sık unutkanlıktan şikayetçi olduğu bilinen bir gerçek. Bu durum yaşlı yakınları tarafından çoğunlukla yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak değerlendirilse de yaşlılarda unutkanlığın birçok tıbbi sebebi olabilir.
Bunama, bellek ve dil yetileri, soyut düşünme, yargılama gibi zihinsel işlevlerde görülen edinilmiş, süreğen bir yetersizlik durumudur. İnsan ömrü uzadıkça bunama (Demans) sıklığı artmaktadır. 60 yaş üstünde en önde gelen yeti yitimi nedenidir. 65 yaşında risk yüzde 5 iken, her 5 yılda risk ikiye katlanmaktadır, 85 yaş üzerinde yüzde 40-50’ye ulaşmaktadır.
Bunamanın en yaygın nedeni olan Alzheimer hastalığı yaşlılarda unutkanlığın önemli sebeplerinden biri olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayhan Akcan konu hakkına bilgi verdi.
Alzheimer tüm demanslı hastaların yüzde 50-75’ini oluşturur.
Uzak hafızanın (geçmişte yaşanan olaylarla ilgili hafıza) korunduğu, yakın zamanla ilgili hafıza süreçlerinin bozulduğu bu hastalıkta yeni bilgilerin öğrenilmesinde ve kaydedilmesinde zorluk vardır. Örneğin hasta 30 yıl önceki bir anısını kolaylıkla anlatabilirken, bir gün önce kahvaltıda ne yediğini unutabilir. Eşyalarını koyduğu yeri bulamayabilir, bildik insanlarını ismini hatırlayamadığı gibi zamanla insan yüzlerini de tanımayabilir.
Demans’ın Belirtileri;
Demansın ileri dönemlerinde giyinip soyunma, yemek yeme gibi günlük aktivitelerini yerine getirmekte zorlanabilir. Demans hastalarında belli dönemlerde huzursuzluk, agresif davranışlar, inatçılık ve şüphe gibi davranışsal ve psikotik belirtiler de görülebilir. İleri evrelerde hasta yakınlarını tanıyamaz, konuşması azalır ve bozulur. Demansın son evresinde oral alımı bozulan hasta yatağa bağımlı hale gelir.
Unutkanlığın bir diğer sebebi yaşlılık depresyonudur. Yaşlıda depresyon genç ve erişkinlerden farklı görünümdedir. Yaşlıların çoğunluğu depresyon belirtilerini inkar eder. Yaşlılarda başağrısı, mide bulantısı, midede yanma, şişkinlik, yaygın vücut ağrısı gibi temelde ruhsal kaynaklı bedensel belirtiler sıktır.
Yaşlı hastanın konsantrasyonu azalmıştır, ilgi ve isteği kaybolmuştur, yorgundur, kaygılı ya da huzursuz olabilir. Yaşlılarda gençlerden farklı olarak ağır unutkanlık görülebilir, yaşlı depresif hasta bunama benzeri belirtiler ile karşımıza çıkabilir. Unutkanlığı olan yaşlı depresif hastanın klinik durumu demans ile karıştırılabilir. Pseudodementia (Yalancı bunama) denilen bu tablo hastaya uygun tedavinin düzenlenmesi ile zaman içerisinde geriler.
Daha fazla bilgi ve randevu için..
EVLİLİK TERAPİSİ
Bütün ilişkilerde olduğu gibi, evlilikte de çiftler arasında da zaman zaman iletişim sorunları ve anlaşmazlıklar yaşanabilmektedir. Evlilikte yaşanan sorunlar çok farklı faktörlerden kaynaklanabilir. Kültürel farklılıklar, cinsel sorunlar, maddi problemler, sağlık problemleri gibi faktörler, çiftler arasında anlaşmazlıklara neden olabilir ve evlilikten alınan doyumu azaltabilir.
Bu sorunlar uzun süre çözümlenmeden devam ettiğinde eşler arasındaki iletişim giderek kopar ve bireyler birbirinden uzaklaşır. Evlilik içerisindeki sorun ve anlaşmazlıklar, eğer varsa çiftin çocuklarını ve yakın çevresini de olumsuz şekilde etkiler hale gelebilir.
Evlilik danışmanlığı, evlilikte yaşanan sorunların ve çatışmaların çözümlenmesi, çiftler arasındaki iletişimin geliştirilmesi, evlilikten alınan tatmin düzeyinin arttırılmasına yönelik olarak çiftlerle birlikte yürütülen psikolojik danışmanlığı içerir. Evlilik süresince çiftler arasında yaşanabilecek kriz ve sorun dönemlerinde psikolojik danışmanlık desteği alınması, çiftlere çözümsüz gibi görünen ilişki problemlerinin daha rahat bir şekilde aşılmasına yardım edebilir.
Evlilik danışmanlığı, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlayabilmeleri, daha yapıcı ve sağlıklı iletişim kurabilmeleri, görüş ayrılıklarını tartışabilmeleri, farklı oldukları noktaları anlayabilmeleri ve birbirleriyle uzlaşabilmelerine yönelik beceriler kazandırılmasını hedefler.
Evlilikte çiftler arasında yaşanan sorunlarla ilgili psikolojik destek almak için Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi’ni arayarak uzmanlarımızdan randevu alabilirsiniz.
KORKULAR VE AGAROFOBİ
Agorafobili panik bozukluk nedir?
Her insan korkar. Korku, bizi tehlikeli durumlara karşı uyaran anlamlı ve önemli bir reaksiyondur. Panik bozuklukta ise, kişinin özel hayatıyla iş hayatını fazlasıyla olumsuz etkileyebilecek, ciddiye alınması gereken bir hastalık söz konusudur.
Buna göre panik bozukluk yaşayan kişilerde, korku nöbeti geçirdiklerinde örneğin göğüs ağrıları, titreme, hava alamama, baş dönmesi, mide bulantısı, terleme veya sıcak basması görülür. Bu kişiler kendi kontrollerini kaybedecekleri, delirecekleri veya ölecekleri korkusu yaşarlar. Bedensel rahatsızlıklar yüzünden birçokları bir hekime veya bir acil servise giderler. Nöbetleri tetikleyen bedensel bir neden ise tespit edilememektedir.
Bir kişide bir aylık bir süre içinde birden fazla panik atak görülürse, bir panik bozukluktan söz edilebilir.
“Agorafobi” (eski yunanca) teriminin tercümesi „alan korkusu“dur. Mağdur kişi, evi terketmekten, kamuya açık yerlerde bulunmaktan, alışveriş merkezlerine veya dükkanlara girmekten, kalabalık içerisinde, sinemalarda veya dar ve kapalı odalarda bulunmaktan, ya da trenle, otobüsle veya uçakla seyahat etmekten korkar. Bu nedenle ya bu yerlere gitmekten kaçınır ya da oralarda bulunduğu sürece büyük korkular yaşar. Panik ataklar ve agorafobi çoğunlukla birlikte ortaya çıkar. Böyle bir durumda konulacak teşhis “Agorafobili panik bozukluk” tur.
PANİK BOZUKLUK VE AGORAFOBİ NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?
Panik bozukluk ve agorafobi en sık görülen ruhsal hastalıklardandır. Her 100 kişiden beşi bu bozukluklardan birini hayatında en az bir kere yaşar.
Almanya’da yaklaşık 1,5 milyon kişi agorafobi ve panik bozukluk yaşıyor. Bunlar arasında, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görülür. Sözkonusu hastalıklar çoğunlukla ilk olarak yetişkinlik döneminin ilk zamanlarında ortaya çıkar.
Daha fazla bilgi ve randevu için..
Cinsellik Terapisi
Cinsel işlev bozuklukları, bireyin cinsel etkinliği gerçekleştirmesini veya cinsel etkinlikten haz alınmasını engelleyen sorunlar olarak tarif edilebilir. Cinsel işlev bozuklukları genel olarak cinsel etkinlik döngüsünün aşamalarına bağlı olarak açıklanır. İnsanın cinsel etkinlik döngüsü şu aşamalardan oluşur:
1. İstek aşaması: Bu aşama içsel ya da dışsal her hangi bir uyaran sonucunda (imgeleme, dokunma.. vb) cinsel isteğin duyulduğu aşamadır.
2. Uyarılma (heyecan) aşaması: Bu aşamada cinsel organlarda kan akışının hızlanması, kalp atışlarının ve nefes almanın hızlanması gibi fiziksel değişiklikler gerçekleşir. Her iki cinsiyette de beden kendini cinsel birleşme aşamasına hazırlar.
3. Orgazm Aşaması: Bu aşamada cinsel haz en üst düzeye ulaşır, bedendeki kasılmalarla birlikte orgazm açığa çıkar. Erkeklerde boşalma olur, ancak nadir de olsa boşalma olmadan orgazma ulaşılması da mümkün olabilmektedir.
4. Çözülme Aşaması: Bu aşamada bedende genel bir gevşeme ve kendini iyi hissetme hali açığa çıkar. Kan dolaşımı, kalp atışı ve nefes alıp verişler normale döner. Erkeklerde bu aşamadan sonra bir süre sertleşme veya uyarılma görülmez. Bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Cinsel işlev bozuklukları, yukarıda aktarılan cinsel etkinlik döngüsünün istek, uyarılma veya orgazm aşamalarında ortaya çıkabilir. Cinsel işlev bozuklukları genel olarak 4 temel kategori altında sınıflanmaktadır:
1-Cinsel istek bozuklukları: Hem kadında hem de erkekte cinsel istek azalmıştır veya hiç yoktur. Azalmış (hipoaktif) Cinsel İstek Bozukluğu ve Cinsel Tiksinti Bozukluğu bu kategoride yer almaktadır.
Cinsel uyarılma bozuklukları: Cinsiyete bağlı olarak uyarılma, ıslanma, kabarma ya da ereksiyonun sağlanmasında veya devam ettirilmesinde zorluk çekildiği bozukluklardır Erkeklerde Erektil Bozukluk ve kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozukluğu bu kategori altında bulunmaktadır.
2-Orgazm bozuklukları: Kadında Orgazm Bozukluğu, Erkekte Orgazm Bozukluğu ve Erkeklerde görülen Erken Boşalma bu kategori altında yer almaktadır. Kadında veya erkekte cinsel etkinlik sırasındaki olağan bir cinsel uyarılma evresi olmasına rağmen, orgazm sürekli olarak gecikmekte, hiç gerçekleşmemekte veya erken boşalma olmaktadır.
3-Cinsel ağrı bozuklukları: Hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel ağrı bozuklukları görülebilir. Disparoni olarak adlandırılan Cinsel Ağrı Bozukluğunda, kadınlarda veya erkeklerde cinsel ilişki sırasında genital bölgelerde sürekli ve yineleyici bir ağrı olmaktadır. Vajinusmus ise sadece kadınları etkileyen bir Cinsel Ağrı Bozukluğudur. Vajinusmusda vajinal kaslarda cinsel birleşmeyi engelleyecek şekilde istemsiz kasılmalar ortaya çıkmaktadır.
Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde doğru tedavi yönteminin belirlenebilmesi için öncelikle cinsel işlev bozukluğunun nedenlerinin belirlenmesi gerekir. Cinsel İşlev Bozuklukları fizyolojik ya da psikolojik etkenlerden kaynaklanabilmektedir.
Cinsel işlevde bozulmayla ilişkili olabilecek fiziksel sorunlardan bazıları şunlardır:
• Kalp ve damar rahatsızlıkları
• Diyabet
• Hormonal dengesizlikler
• Endokrin bozuklukları
• Prostat büyümesi
• Kronik böbrek ya da karaciğer sorunları
• Nörolojik bozukluklar,
• Antidepresanlar ve antihistaminler gibi bazı ilaçlara bağlı yan etkiler
• Alkol, nikotin, uyuşturucu gibi maddelere bağlı etkiler
Cinsel işlevlerde bozulmaya yol açabilecek psikolojik etkenlerden bazıları ise şunlardır:
• Cinsel performansla ilgili endişe ve kaygı
• Cinsel etkinlikle ilgili suçluluk duyguları
• Stress
• Depresyon
• Kaygı bozukluğu
• Geçmişte cinsel travmaya maruz kalmış olma
• Beden imgesiyle sorunlar
• Özgüven sorunları
• Çiftler arası anlaşmazlık
Cinsel işlev bozuklukları, fiziksel, psikolojik, sosyal ve kültürel koşullardan etkilenmektedir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, bozukluğun kaynaklarının doğru belirlenmesi ve bozukluğun bireysel tablosuna uygun bir tedavi ve terapi yaklaşımının uygulanması önemlidir. Psikolojik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan Cinsel İşlev Bozuklukları, cinsel işlev bozukluğu tedavisinde uzmanlaşmış profesyonellerce yürütülen psikoterapi yoluyla tedavi edilebilmektedir. Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi’nde Cinsel İşlev Bozukluklarına yönelik olarak uzman kadromuzca psikoterapi hizmeti verilmektedir. Yaşadığınız sorunlarla ilgili uzman kadromuzdan destek almak için merkezimizi telefonla arayarak randevu alabilirsiniz.
Panik Atak
Panik atak, başta “Panik Bozukluk” olmak üzere, birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda (Tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşüklükleri, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık gibi…) görülebilen; beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı, bunaltı, korku karışımı bir nöbettir.
Bilisel davranışsal modelde ,düşüncelerin kaygıya neden olduğu fikrine dayanarak olumsuz ve çarpıtılmış düşüncelerden kaynaklanarak kişinin fiziksel semptomlar gösterdiği tezine dayanır. Bulunduğu ortamda örneğin bir adada , “ben burada kalp krizi geçirsem beni hastaneye ulaştıramazlar” düşüncesi geliştiren bir hastanın olumsuz düşünceyi takiben olumsuz fiziksel semptomlar göstermesi de olasıdır. Örn, hızlı nefes alıp verme,kalp atışlarının hızlanması,bulanık görme ve gerçekten kalp krizi geçiriyormuş endişesi yaşanır ve kişi kontrolünü kaybetme düşüncesi de pekişir.
Biz bilişsel modelde tek tek kişinin olumsuz düşüncelerini tespit ederek bu yanlış , realiteye uymayan ve kişiye hiç de faydası üzerine yeni olumlu düşünceler inşa etmesi üzerine çalışıyoruz. Kişi olumsuz düşüncenin hafiflemesi ile olumsuz duyguların, kaygının da hafiflediği ile yüzleşir.
Kişi panik atak yaşadığı yerlerde duruma” maruz bıraktırılır”.Kişi panik atak geçireceği endişesi ile kaçındığı yerlerde ve ortamlarda kendilerinin tahammül edebileceğinden edemeyeceği bir listeye göre ortamlarda duruma maruz bıraktırılır. Örn, araç kullanma, asansöre binme,yalnız sokağa çıkma ,seyahat etme,trafiğe takılma pahasına yola çıkma, adaya gitme vb.
Bu model başarılıdır ve hasta ile terapsitin aktif bir sürecidir. Tekrar atak geçirme olasılığını büyük ölçüde azaltır ve hastalara kişisel sosyal becerilerinin geliştirilmesi bu duruma olumlu katkıda bulunur. Kaçınmayı engeller.
Panik Atak Türleri
1.Beklenmedik Ataklar:Nedensiz,birden ortaya çıkan nöbetler. Panik bozuklukta bu tür ataklar vardır.
2.Duruma bağlı olanlar:Korkulan bir kedi, köpek veya başka bir nesneyle yada bir durum karşısında ortaya çıkar.
3.Durumsal yatkınlık gösterilen panik ataklar: Genellikle destekleyici bir etken vardır, ama her zaman panik oluşmaz. Örneğin araba kullanırken panik atak oluşmaktadır. Bazen araba kullandıktan sonra atak geçirmektedir…
Panik Atağın 13 bedensel bilişsel belirtisi vardır.Bunlardan 4 tanesinin olması nöbet için yeterlidir çoğunlukla 7-10 arası belirti yaşanmaktadır. Nöbet hızlı başlangıçlıdır, 10 dakikada zirveye çıkar. Bazen yarım veya bir saat sürebilir.
Panik Atakta Görülen Belirtiler:
1. Çarpıntı, kalp atışlarını duyumsama, kalbin yerinden fırlayacakmış gibi olması, göğüste basınç bazen sol kola yayılan ağrı ve uyuşmalar… 2. Terleme(Sıcak -Soğuk boşalımlar, bazen üşüme bazen alevlerin basması hissi)
3. Titreme, sarsılma, itilme hissi
4. Boğulma ve nefes alamama hali (Boğazda düğümlenme veya bir yumru, tıkanma hissi)
5. Soluğun kesilmesi (Derin nefes alma ihtiyacı, havanın yetmemesi gibi hisler)
6. Göğüste daralma, sıkışma, ağrı duyumsama
7. Bulantı, karında ağrı, şişkinlik , gaz oluşması, geğirti.(Bazen mideden başlayıp boğaza doğru yayılan kalkışma rahatsızlık hali)
8. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma hali
9. Derealizasyon (Gerçek dışılık duyguları panik yaşandığında olaylar bir sis perdesinin gerisinde algılanır,cisimler, küçülür her şey bulanıklaşır, ya da depersonalizasyon (Benliğinden ayrılmış olma hali; sanki bedenle ruh birbirinden ayrılıyor ve kişide kendisini hissedememe, algılayamama, kendisine yabancılaşma durumu oluşur.)
10. Panik anında kontrolünü kaybedeceği yada çıldıracağı korkusu (Kendisine, çocuklara, çevreye zarar verme korkusu)
11. O esnada “yaşamım buraya kadarmış” duygususu, ölüm korkusu
12. Ellerde, kollarda, bacaklarda, başta ve birçok yerde uyuşmalar, yanmalar, karıncalanmalar, diken diken olma halleri
13. Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Daha fazla bilgi ve randevu için..
İlaçsız Terapi
İlaçsız tedavi terapidir, bireysel terapi ve grup terapisi olarak yapılır.
Bireysel terapi;
- Çocuklarla ve Ergenlerle ilgili problemlerde (Hiperaktivite, Öğrenme Güçlüğü, Kekemelik, Eve Kapanma..vb.)
- İlişki ve İletişim problemlerine (Evlilik, Terk Edilme, Yas) yönelik
- Uyuşturucu Bağımlılığı ve İlaçsız Tedavi konusunda
- Agorafobi ile ilgili
- Yaşlılarda Psikiyatri, Bunama, Aileye destek, Depresyon ve Unutkanlıkla ilgili testler ve tedavi olarak
- Takıntı, Panik ve Sosyal Fobi alanlarında “davranış ve düşünce” odaklı olarak
- Vajinismus-Birleşememe, Cinsel Soğukluk, İktidarsızlık konularında cinsel terapi olarak
Bakırköy Psikiyatri merkezimizde yapılmaktadır.
Grup terapisi; 6-12 kişi arasında terapist ve koterapist eşliğinde yapılır. Süresi 45 dakika ile bir saat arasındadır, süreler grubun durumuna göre uzayabilir. Ücreti terapi ücretinin yarısıdır.
Grup terapi uygulamaları;
- Evlilik problemleri
- Korku, panik, takıntı, sosyal fobi
- Depresyon
- Bipolar Bozukluk
- Posttravmatik stres bozukluğu
- Kanser Hastaları için
- Alkol ve madde bağımlılığı
- Ergen
- Özgüven Eksikliği
- Kişisel gelişim ve farkındalık
- Karma grup olarak merkezimizde gerçekleştirilmektedir.
Niçin Grup Terapisi?
İnsanlar çeşitli sosyal ortamlarda çalışır, yaşar, algılar ve rollerini oynarlar. Dolayısıyla grup içinde birçok duygusal problem de olur. Kişiler arası ilişkiler, hastalıklar da çok önemlidir. Grup terapisinin bireysel terapilere ek olarak farklı faydaları olur. Kısaca bunlar: bilgi paylaşımı, grup birliği, desteği, kişinin, yaşantılarının kabul görmesi, kişiler arası bilgi edinme, kendini daha iyi tanıma, kendi davranışından dolayı başkalarının nasıl etkilendiğini keşfetme, başkalarının kendisini nasıl etkilediğini öğrenme, kendi iç dünyasının nasıl engeller oluşturduğunu ortaya çıkarma. Umut aşılama, hastalığından kurtulmak için motive olma, fedakarlık, başkasından öğrenme, yol gösterme, anlama ve açığa çıkarmadır.
Grup Terapisinin Bireysel Terapiye Kıyasla Avantajları
- Kendinizi yalnız hissediyorsanız, benzer sorunu olan kişilerle tanışmak rahatlatıcı olabilir.
- Başkalarını dinlerken kendinizle ilgili farkındalığınız artabilir.
- Farklı bakış açılarını dinlemek sorunları ele almanın birden fazla yolu olduğunu anlamanızı kolaylaştırabilir.
- Başkalarına yardımcı olma hissi kendinize güveninizi artırabilir.
- Başkalarının sorunlarının üstesinden geldiğini görmek size ilham verebilir, umudunuzu artırabilir.
- Grup terapide farklı düşünceler dile getirilebilir. Bireysel terapide terapist yönlendirici olmadan, fikirlerini belirtmeden sizin fikirlerinizi açmaya çalışır. Oysa grup terapide benzer sorunları yaşayan kişilerin düşüncelerini duyma fırsatınız olur.
- Farklı yaştan, cinsiyetten ve toplumsal gruplardan kişilerle iletişim kurmanıza yardımcı olur.
- Bir aidiyet, kabullenilme ve onaylanma duygusu sağlar.
- Ekonomik olarak daha uygundur, ücreti bireysel terapiden daha düşüktür.
Grup Kuralları
Grup psikoterapisine hazırlanan bireylerle bazı konuları içeren sözleşme yapmak gerekir. Bu sözleşme sözlü ya da yazılı olabilir. Sözleşmenin hiçbir yasal yaptırımı yoktur. Grup üyeleri grup kurallarını kendi aralarında tartışabilir. Grup psikoterapisinde bu özellik önemlidir. Çünkü üyeler bir şey tartışabildiklerini, bir ilişkinin bazı kısımlarını değiştirebildiklerini anlarlar. Bazı grup terapistleri tartışmaya izin verseler de belirli kurallarla ilgili değişime sınır koyabilmektedirler. Bu durumda gerekçenin açıklanması grup üyelerinde gereksiz direncin oluşmasını engeller.
Uzun Süreli Psikoterapi Grubunun Belirlediği Kurallar Nelerdir?
1) Grubun toplandığı gün ya da günlerin belirlenmesi. Oturum zamanlarının başlama ve sonlanma saatlerinin, oturumların sıklığının ve oturumların süresinin belirlenmesi
2) Grubun bir terapi grubu olduğu, üyelerin arkadaşlık kurmak için değil, yardım istedikleri için grupta olduklarının grup üyelerince anlaşılması ve kabul edilmesi
3) Gizlilik: Bireylerin grupta konuşulanları, grupta olmayan kişilerle konuşmama konusunda hemfikir olmaları birçok nedenden dolayı gerekli olduğu gibi gruptaki bireylerin kendilerini güvende hissediyor olmaları ayrıca önemlidir. Aksi takdirde, grup çalışmasından verim alınması için önemli koşullardan olan içtenlik ve samimiyet duygularının gelişimi sağlanamaz.
4) Ücret, sözleşmede açık olarak belirtilir. Gruba katılımı onaylanmadan önce grup üyeleri ücreti ve ödeme şeklini bilmelidirler.
5) Grup, sözel iletişime dayanmaktadır. Duygu ve düşüncelerin davranışsal dışavurumuna izin verilmez.
6) Grupta bireylerin duygularını açıkça ve özgürce ifade etmeleri önemlidir.
Hello world!
Welcome to WordPress. This is your first post. Edit or delete it, then start writing!
Siyanür ile gelen Ölümler
Türkiye’de toplu intihar olmaz. Cinnet geçirme olabilir. Toplu ölümlerde ; önce intihar etmek istiyenin ruhsal durumu …
Spotlight: Family suicides in Turkey highlight social unease, financial woes
ANKARA, Nov. 16 (Xinhua) — A string of collective family suicides in Turkey have made headlines recently, shedding …